ULASTIRMA
BAKANI SAYIN OKTAY VURALIN VERDIGI SIYASI DEMEC
18 Mart 2002 Pazartesi
Ekselansları, Değerli katılımcılar.
Bu bölümdeki konuşmama, teknolojinin
hayatımızdaki öneminden bahsederek başlamak istiyorum.
Bildiğiniz gibi, son yüzyılda, bilim alanında çok önemli gelişmeler
yaşandı. Birkaç on yıl öncesine kadar tüm telekomünikasyon
hizmetleri bakır kablolar üzerinden sağlanmaktaydı. Son
zamanlarda dünya, mobil telefonların hızlı gelişimine ve
internetin yaygın ticari kullanımının
artışına şahit olmaktadır.
Günümüzde, yeni teknolojiler, hizmetler ve uygulamaların
göz kamaştıran gelişimi; erişimi, insan hayatının
kilit öğesi haline getiren, bilgi ve iletişim teknolojilerinin
dijital çağına öncülük etmektedir. Bununla birlikte, “sayısal
uçurum” tabiri de önemli bir parametre olarak karşımıza çıkmaktadır.
Pek çok ülke, bu konuyu ağırlıklı olarak gündemine alırken
bazı ülkelerin birşey yapmamış olduğu dikkat
çekmektedir. Ülkeler kamu politikalarında; internet erişimi ve dünya
çapında geniş tabanlı uygulamalarda ihtiyaç duyulan becerilerin
geliştirilmesi hususlarına önem vermeye başlamıştır.
Sayısal Uçurum kavramı, toplumun belli
kesimlerinin bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimi ile sözkonusu
erişim için ihtiyaç duyulan becerilerin adil olarak dağıtılamaması
sonucu ortaya çıkan sosyal adaletsizliği tanımlamaktadır.
Bilgisayarlara ve internete erişim, bu teknolojileri etkin kullanabilme
yeteneği; ekonomik, sosyal ve politik hayata tam katılım
sağlanmasında giderek daha çok önem kazanmaktadır. Online
teknolojilere erişim, bilgi ekonomisine erişim noktasında
eşitliğin sağlanması,hükümetlerin elektronik hizmet sağlama
hedeflerini gerçekleştirebilmeleri ve bireylerin bilgi toplumunun önerdiği
ekonomik gelişme fırsatlarından faydalanmalarının
sağlanması hususunda gerekli bir ihtiyaçtır.
Globalleşme ve hızlı teknolojik
değişimler; bilgiyi dünya ekonomisinde rekabetin önemli bir
belirleyicisi durumuna getirmiştir. Bilgisayar ve haberleşme
teknolojileri ile bilimde yaratılan yenilikleri yakalayabilen ülkeler;
telekomünikasyon, güç ve gıda üretimi ile ilgili endüstrilerde
ilerleme kaydedeceklerdir. Bununla birlikte, bilgi reformu; gelişmiş
ve gelişmekte olan ülkeler arasında bir uçurumu beraberinde
getirmektedir. Haberleşme teknolojilerinin hızlı yükselişi;
düşük ve yüksek gelirli ülkeler arasındaki uçurumu arttırmış,
iş dünyası da dahil olmak üzere hayatımızı önemli
ölçüde değiştirmiştir. Yapılan tüm bu çalışmalar,
bilgi teknolojilerinin; çalışma koşulları, iş kalitesi
ve aynı zamanda iş sayısı konularında gelecek
yıllarda olumlu bir etki yaratacağını göstermektedir. Bu
anlamda, işverenler ve çalışanlar da bilgi devrimi ile
karşı karşıya gelmişlerdir. Bu nedenle işverenler,
insan kaynakları yönetimini değiştirerek, bilgiye dayalı bu
yeni düzene ayak uydurmak zorunda kalacaklardır.
Sayısal uçurumun kapatılması, “güvenlik
uçurumu”nun yanısıra “mali uçurum” ve “bilgi uçurumu”nun
ortadan kaldırılması anlamına gelecektir. Sayısal uçurum
konusunda, uluslararası düzeyde hesaba katılması gereken dört
unsur; eğitim, elektrik, yönetim ve kültür hususlarıdır.
Kuşkusuz, haberleşme maliyetlerinin azaltılması için
serbestleştirmeninsağlanması da ulusal düzeyde üzerinde
durulması gereken konudur. Bu politika, internet erişimini yükseltecek
evrensel hizmetler ile desteklenmelidir. Ayrıca bağımsız
ulusal organların kurulması ve güçlendirilmesi de, tüketici dostu
telekomünikasyon pazarının desteklenmesi açısından önem
arz etmektedir.
Öte yandan; idareler internet kullanımını
teşvik edici politikalar izlemelidirler. Eğitim ve hayat-boyu öğrenim
bu stratejinin en önemli noktalarını oluşturmaktadır. Bir
ülkenin bilgi ekonomisinin avantajlarından ne ölçüde yararlanacağı,
kendisinin bilgi (öğrenme) ekonomisine adaptasyonuna bağlı
olarak değişmektedir. Öğrenme (Bilgi), yanlızca yeni
teknolojiler ile bilgiye ulaşma anlamına gelmemektedir. Öğrenme
(Bilgi), diğer insanlar ile tartışarak yeni fikirlerin
oluşmasına yardımcı olmak demektir. Ülkeler; eğitim
amaçlı ihtiyaçlarına cevap bulmak, etkili ve kaliteli bir
şekilde eğitim ortamını sağlamak için eski ve yeni
teknolojileri bütünleştirmek suretiyle bir tercih yapmak
zorundadırlar. Bu nedenle, sayısal uçurumun eğitim ile
önlenmesi bağlamında, ICT (Information and Communication
Technologies) uygulamaları oldukça büyükimkanlar sunmaktadır.
Bunlar:
-
Uzaktan eğitim vasıtasıyla yeterince
hizmet götürülemeyen bölgelere hizmet verilmesi,
-
Uygun yazılım, cihaz ve interaktif eğitim
ile kaliteli eğitim ve öğretimin verilmesi,
-
Eğitim idarelerinin ortak bir veritabanı ile
bağlanması; veri ile çeşitli göstergelerin elde edilmesiyle
etkili bir eğitim yönetimi sistemin oluşturulması,
-
İyi organize edilmiş bilgi yönetimi sistemleri
vasıtasıyla, politika belirleyicilerin ve diğer
tarafların bilgi paylaşımı.
Bunun yanı sıra; internet
kullanımını artırıcı, insan kaynaklarını
geliştirici ve internetin hızlı ve ucuz olmasını
sağlayacak icraatların yapılması da
gerekmektedir. Kamu düzeyinde alınması gereken
tedbirleri şöyle sıralayabiliriz:
-
Okul ve kütüphanelerde internet erişim
sayısının artırılması,
-
Kırsal yörelere ve gelir bakımından düşük
bölgelere,cihazlar için düşük faizli kredilerin sunulması,
-
Cihaz fiyatlarını ucuzlatıcı (vergilerin
kaldırılması, teşvik sağlanması) tedbirlerin
alınması,az gelir grubundaki ailelere düşük faizli
kredilerinsunulması,
-
Ücretsiz web eğitiminin, bu konuda eğitim görememiş
bireylere sunulması,
-
Öğrencilere ücretsiz internet adresinin verilmesi,
-
Fiyatların düşürülmesi amacıyla rekabet
ortamının desteklenmesi,
-
Zamandan bağımsız (unmetered)internet
ücretlendirme tarifelerinin oluşturulması.
ICT; ülkelerin politikaları, sosyal ve ekonomik
yaşamları ile tamamen bütünleştirilebildiği taktirde,
gelişmekte olan ülkelerin temel problemlerinin yanı sıra
diğer uçurumların önlenmesine de olanak sağlar.
Türkiye; mali, sosyal güvenlik ve diğer yapısal
reformları ile birlikte gelişmiş ülkeler arasındaki
pozisyonunu yükseltmiştir. 1980 ‘li yıllardan başlayan telekomünikasyon
altyapısının modernizasyonu işlemi, Türkiye ‘nin Bilgi
Çağı konusunda kaydetmiş olduğu gelişmeleri
yansıtmaktadır. Türkiye ‘nin, mevcut durum itibariyle sahip olduğu
sayısal şebekeler ve sürekli büyüyen GSM altyapısı,
telekomünikasyon sektöründeki beceri ve yeteneklerini teyid etmektedir. Gelişmiş
ve gelişmekte olan ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye,
GSMH bakımından telekomünikasyon altyapısına en fazla
yatırım yapan ülke pozisyonundadır. 19 milyon PSTN abonesi ve
yaklaşık 18 milyon GSM abonesiyle, hanehalkı başına 2.6
erişim hattı düşen ender ülkelerden birisidir.
Sonuç olarak, Bilgi Toplumu konusunun en önemli unsurunun
sayısal uçurum olduğunu ifade etmek istiyorum. Dünya nüfusunun
belirli bir kesiminin söz konusu trendin dışında kalması
halinde; sosyal, ekonomik, kültürel ve politik alanlarda yaşanan
değişimlerden yeterli ölçüde verim alınamayacaktır.
Sayısal Uçurum kavramı; hükümetleri, özel sektörü, çok yanlı
organizasyonları, finansal kuruluşları, özel amaçlı
organizasyonları ve yurttaşları ilgilendirmektedir. Birlikte,
ortak bir çatı altında güçlerimizi birleştirdiğimiz
taktirde, sayısal uçurumu önleyebileceğimize ve ICT teknolojilerinin
dünya genelindeki gelişimine katkıda
bulunabileceğimizeinanıyorum.
Teşekkür ederim.
|