CUMHURBAŞKANI SAYIN AHMET NECDET SEZERIN
AÇILIŞ TÖRENİNDE YAPTIKLARI KONUŞMA
18 Mart 2002 Pazartesi
Sayın Genel Sekreter,
Sayın Bakanlar,
Değerli Konuklar.
Bu önemli konferansta sizlerle birlikte olmaktan mutluluk
duymaktayım. Tarih boyunca bir çok uygarlığın
beşiği olan İstanbul’a hoşgeldiniz.
Günümüzde başdöndürücü bir hızla
gelişen teknoloji, yaşamımızın her boyutunu olumlu yönde
etkilemekle birlikte, kimi sorunları ve güçlükleri beraberinde
getirmektedir. Yaşanan bu değişim sürecinde dünyamızın
da hızla küçüldüğünü, kültürel sınırların
ortadan kalktığını görmekteyiz. Bu süreç, yaşamımızda
niteliksel değişikliklere yol açan bilgi toplumunu oluştururken,
devletleri de ulusal sistemlerinde köklü önlemler almaya zorlamaktadır.
Bilgi toplumu, kuşkusuz yaşamımızı
kolaylaştıran yeni olanaklar sunmaktadır. Ancak, her yeni
teknolojinin kimi olumsuz yanları olduğunu, bu olumsuzlukları
azaltmak ve yeni teknolojilerden en iyi ve en uygun biçimde yararlanmak için
özel bir çaba harcamamız gerektiğini unutmamalıyız.
Yeni iletişim teknolojilerinin yarattığı
bellibaşlı tehlikelerden biri, bu teknolojilere yalnızca belirli
ülkelerin ve çevrelerin sahip olmaları, diğer ülkelerin bilgi
toplumundan ve onun getirdiği olanaklardan yararlanamamalarıdır.
Bu konferansın bir amacı da bilgi toplumu için ortak bir yönelim ve
anlayış geliştirilmesi, özellikle telekomünikasyon kaynaklarına
sahip olup bunları rahatça kullanabilen ülkeler ile bunlara sahip
olamayanlar arasında var olan uçurumun giderilmesine yönelik bir
stratejik eylem planı hazırlanmasıdır.
Bu uçurum, zengin ile yoksul, eğitimli ile
eğitimsiz, genç ile yaşlı, köy ile kent, gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler arasında giderek artan
farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu
farklılıkların zararlarının en aza indirilebilmesi için
gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin telkomünikasyon
hizmetlerine erişim olanaklarını artıran ve bu hizmetlerin
maliyetlerini azaltan politikalar izlemeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Telekomünikasyon hizmetleri temel bir gereksinim durumuna
gelmiştir. Bir başka deyişle, telekomünikasyon hizmetlerinden
yoksun olmak, diğer temel gereksinimlerden yoksunluk kadar ciddi bir
eksiklik oluşturmaktadır. Bu sorunun çözülmemesi daha büyük
sorunlara yol açacaktır. Bu nedenle, gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkeler, aralarındaki teknolojik farklılıkları ve
sayısal bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak için birlikte
çalışmalıdırlar.
Bu konferansa evsahipliği yapan ve Asya ile Avrupa
arasında köprü konumunda olan Türkiye, bilgi teknolojilerinin yararlarının
herkese ve özellikle de gelişmekte olan ülkelere ulaştırılması
için üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Türkiye, bu konferansı
hükümetler, sivil toplum örgütleri ve ekonominin diğer birimleri
arasında sorunların çözümüne yönelik bir işbirliğinin
başlatılabilmesi için değerlendirilmesi gereken bir fırsat
olarak görmektedir.
Türkiye, teknoloji uçurumunun giderilmesine yönelik çalışmalara
özel bir önem vermektedir. Ülkemizde, bilgi ve iletişim teknolojileri
alanındaki yarışın sürdürülmesi ve bu kesimde rekabet
için uygun bir ortam sağlanmasına yönelik olarak hükümetin
rolünün artırılması planlanmıştır. Bu alanda
araştırma ve geliştirme çalışmalarının
desteklenmesi yanında, kamu hizmetleri sağlayan hükümet yapısını
küçültme konusunda da önemli adımlar atılmaktadır. Telekomünikasyon
hizmetlerinin daha verimli ve eşit biçimde sağlanması
amacıyla bu kesimin serbestleştirilmesine yönelik düzenlemeler
gerçekleştirilmiş, yeni kuşak mobil telekomünikasyon
hizmetlerine lisans verilmesi konusunda da gerekli hazırlıklara
başlanmıştır. Hükümetimiz, tüketici haklarının
korunması, tüketicilerin telekomünikasyon altyapısı ve
hizmetlerinden uygun fiyatlarla yararlanması, internet hizmetlerinin özel
kesim ve tüketici gereksinimleri doğrultusunda geliştirilmesi için
ulusal bir planın oluşturulmasına yönelik tüm önlemleri alacağını
da açıklamıştır.
Küresel telekomünikasyon piyasalarında son
yıllarda yaşanan yapısal değişimler Türkiye’de de
kimi yapısal değişiklikler yapılmasını gerekli
kılmıştır. Telekomünikasyon kesimiyle ilgili yasal değişiklikler
sonucunda, siyasa saptama, düzenleme ve işletme işlevleri birbirinden
ayrılmıştır. Yönetsel ve mali özerkliğe sahip olan
bağımsız düzenleyici bir makam olarak Telekomünikasyon Kurumu
oluşturulmuştur.
Bu noktada, Türk telekomünikasyon piyasasındaki
gelişmeler üzerinde de durmak istiyorum. 1985 ve 2001 yılları
arasında, ana telefon hattı sayısı 8 kat artarak 2.2
milyondan 18.9 milyona yükselmiştir. Bu 100 hane başına düşen
telefon hattı sayısının 4.5’ten 28.3’e yükseldiğini
göstermektedir. Kırsal alanlara erişim amacıyla
yaklaşık 10.000 yerel santral kurulmuştur. 1994 yılı
sonunda 81.000 olan cep telefonu abonesi sayısı 2001 yılı
sonunda 19 milyonu aşmıştır. Türkiye’deki internet abone
sayısı ise 1999 yılı sonunda 0.3 milyon iken 2001
yılı sonunda 3 milyonu geçmiştir. Kablolu televizyon abone
sayısı 2001 yılı sonunda yaklaşık 1 milyona
ulaşmıştır. Sabit ve seyyar şebekelerde
sayısallaşma oranı sırasıyla yüzde 88.5 ve yüzde 99’dur.
Sözlerime son verirken, bu önemli konferansın, tüm
katılımcıların çaba ve katkılarıyla beklenen
hedeflere ulaşacağına olan inancımı belirtmek isterim.
Bu konferansın hazırlanmasında katkıda bulunanlara
teşekkür ediyor, bilgi çağında tüm dünya insanlarını
birleştirmek için birlikte çalışma çağrısında
bulunuyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
|